6 Mart 2012 Salı

3. Gün


Bugün, dün yaptığım spordan dolayı kaslarımın ağrımasına rağmen kendimi ruhen zinde hissediyorum. Evet hala kaygılıyım ama senelerdir alışılmış bir davranışın 1-2 günde düzelmesini kim bekleyebilir? Bunun yanında 1-2 günde de olsa çok büyük değişimler gözlemledim kendimde. Artık az da olsa farkettiğim ana kadar gün içinde rahat olabildiğimi gördüm, 1-2 dakika da sürse bu gerçekten harika bir duygu. Ayrıca aynada kendime bakarken uzun yıllar sonra dik durmaya başladığımı farkettim. 

Bugün sizlerle yaptığım araştırmaları paylaşacağım. Bütün bunlar neden oluyor , niçin bu düşünceleri hissediyoruz. Öncelikle bilmeniz gereken şu ki, eğer anksiyete veya panik atak gibi rahatsızlıklar yaşıyorsanız beyninizin yaratıcılığının normal insanlara göre çok çok fazla olduğundan emin olabilirsiniz. Beyninizde mükemmel denebilecek şekilde yaratıcı nöronlarınız var. Ancak bilimsel veriler gösteriyor ki insan beynindeki nöronların görevleri yapılan işlere , onları kullanma biçimimize göre değişiyor. Asıl sebep bu mu? Yani siz o nöronlarınızı tamamen kendi isteğinizle panik atak için kullanıp hayatınızı berbat duruma mı getiriyorsunuz? Tabii ki hayır.

 Beynimizde küçük bir organ var adı "Amigdala". Bu organcık, beynimizin termostatı, ayar merkezi. Korktuğumuz zaman ibreyi yukarı çekip vücudu uyaran , adrenalin salınımını ayarlayan merkez işte tam burası. Sizi bir köpek kovalar amigdala sayesinde korkarsınız kaçmaya veya onla savaşmaya karar verirsiniz. Yani amigdalanın bizim hayatta kalmamız, yaşamamız ve zorluklara karşı göğüs germemizde büyük bir önemi var. Köpek kovalama durumunda tehlike ortadan kaybolunca amigdala tekrar normal seviyesine döner ve siz normal olarak hayatınıza devam edersiniz. Anksiyetede ise problem şudur , hayatta yaşadığınız duygusal ve travmatik olaylar sonucu Amigdala'nızın ayarı yüksek seviyede tabiri caizse takılı kalır. Beyniniz bütün duyu organlarına sinyaller gönderir , duyu organlarınız varolan tehlikeyi bulmak için hassaslaşır. Önce dışarıya bakar , dışarda herhangi bir tehlike bulamaz ve sonra kendinize bakmaya başlar. Orada ne vardır sizce? Amigdala'nızın yüksek seviyede çakılı kalmasından dolayı oluşan semptomlar, bilinçaltınız onlardan birini bulur(kalp çarpıntısı, kalpte ritmik bozukluk, göğüste gerginlik, halsizlik , baş dönmesi vs…) ve bunları bir tehlike olarak değerlendirir. Beyniniz düşünür ve der ki evet gerçekten bir tehlike varmış, amigdalanız yukarıda kalmaya devam eder, yeni semptomlar oluşur , beyniniz bunları tehlike olarak algılar ve bu döngü böyle devam eder. Hatta bu semptomları bilinçli olarak ciddiye alıp beta bloker tarzı ilaçlar kullanırsanız bu sefer varolan anksiyetenizi daha da arttırırsınız. Çünkü anksiyeteden dolayı her ilaç aldığınızda bilinç altınıza şu mesajı verirsiniz: " Bu benim için gerçekten büyük bir tehlike eğer ben bu ilacı almasaydım kalbim durabilirdi, ölebilirdim". Gördüğünüz gibi ilaç kullanmak sadece varolan anksiyeteyi arttırmaktan başka hiçbirşey yapmayacaktır. Günümüzde Amerika ve İngiltere'de hastalara düzelmek için kullandıkları ilaçları bırakmaları doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir. Tabii ki bunun yine doktor kontrolünde düzenli olarak yapılması gerekmekte. Bilinçaltınıza , amigdalanıza hatta kendi bilincinize şu mesajı vermeniz gerekmekte, " Benim çevremde veya kendi vücudumda hiçbir tehlike yok , son derece rahatım". Evet beynimizin bunu öğrenmesi gerekiyor.  Bu mesajı vermek için de kimseden destek almadan tek başımıza bunla yüzleşmek ve her ne olursa olsun eskiden yaptığımız şeyleri yapmak gerekiyor. Bu zamana kadar ilaçlar kullandım, hep korktum  tam olarak yüzleşemedim, hiçbir şekilde de zarar görmedim. Daha önce de bunları yaşıyordum şimdi de. Dünya çapında panik atak yüzünden zarar gören tek bir hasta bile yok, onunla yüzleşme ve beynime bana birşey olmayacak mesajını verme zamanı geldi. Bir süre sonra amigdala, hiçbir tehlike olmadığını anlayacak ve kendi seviyesine geri dönecektir. Bilinçaltımızda anksiyeteyi besleyen yaptığımız birkaç davranışı da aşşağıda sıralamak istiyorum.

1- Sürekli doktora gitmek,  çeşitli testler yaptırmak
2- Tansiyon ve nabız ölçtürmek(Anksiyete yüzünden ikisi de yükselebilir)
3- Panik Atak sırasında ilaçlara sarılmak veya başka birilerinden bişeyler beklemek
4- Sürekli bize hiçbir yararı olmayan, olumsuz cümleler kurmak.
5- İnternetten belirtileri araştırmak.
6- Panik atak forumlarına girip, sürekli oradaki insanların yazdıklarını okumak.
7- Kendinize sürekli anksiyete gibi bir rahatsızlığınızın olduğunu söylemek. Barındırmayın bu düşünceyi.


Not: Anlattığım herşey yabancı , psikiyatristlerin ve psikologların yazdıkları makalelerden okuduklarımdır. Anlaşılmayan herhangi birşey ya da bir sorunuz varsa bana yorum yaparak iletebilirsiniz. Yabancı dili olanlar "Linden Method" ve "Cognitive Behavioral Therapy" hakkında araştırma yapıp daha fazla bilgi alabilirler. 

Mutlu ve huzurlu günler dilerim.

1 yorum:

  1. selam =) lutfen devam et.. bir kac satir da olsa bir seyler yaz. su an ne durumdasin? panik bozuklugun bi insanin hayatinda nelere yol acabilicegini ve onu ne kadar mahveebilcegini cok iyi bildigim icin, ben de kendisiyle degisik bir cephede savasmaya karar verdim. Bilgilenerek... buna noroloji de dahil =) gordugum kadariyla sen de oyle yapmissin.
    Galiba psikolojide yuksek lisans yapicam bu bilgilerle..
    arada bir seni okumak harika olur.

    YanıtlaSil